29.6.25

Aşk Nedir

Aşk nedir?
Gece midir?
Muhabbet midir?
Kavuşmak mıdır?

Aşk nedir?
Huzur bulduğun mudur, huzur verdiğin mi?
Sevdiğin midir, sevenin mi?
Vefa mıdır, feda mı?
Yangın mıdır, yanmak mı?

Mesela dilberin gözlerine susamak aşk mıdır?
Soluğuna, sesine hasret kalmak ya da?

Aşk nedir?
Gördüğün müdür, göremediğin mi?
Yokluk mudur, varlık mı?
Aramak mıdır, bulmak mı?
Aşk nedir?

(Haziran 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner



2.6.25

İkilem

Bazen inanmazsın,
Bazen inanamazsın.

İnandığın da olur,
Emin olduğun da.

İkilemin birinde tıkanır iken
Çıkıverirsin bir bacadan engine.

Kıyarsın çay kaşığına,
Şekeri küçümsersin, unu tuzu da.

Tutar ekrana kalırsın
Sayfaların o yıllanmış kokusu dururken.

Eksik kalır hazzın,
Eksilirsin…

Dediğin yaptığını tutmaz,
Yaptığın sana uymaz…

Her şey mümkün iken
Bazen hiçbir şey olmaz.
Yoklukta varlığa, varlıkta yoksunluğa hasret kalırsın.

(Haziran 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner




15.5.25

Oğul


Sen öteler, sen hasret iken
Kimseli sensizlikler biriktim.

Yamacımdın, soluğumdun
Kolların dolarken boynuma
Taç giyer cümbüş olurdum.

Dilinde kelimeleşen harflerin
Sevincin, dalışın, bakışın
Hep bir dünya idi babam.

Tırnak izlerine kaldım.
Bu yerde, bir başıma
Yağmur oldum gidişine.
Ağladın, taştım
Ardımda kaldın, boğuldum.

Düştüm kör kuyularına
Gökte ayı, günde feri yittim.
Sensizlik zor, sensizlik bela
Kesildim, kurudum…

Ayırdılar…
Yuvaları şifa bulmasın!

Can düşer,
Candan bir parça.
Canımı aldılar,
Canlarından olalar!

Cehennem eksilmesin sebepten!
Dünya bir yana
Sen bir yana oğul.

Dört yansın bu varlığa,
Hasretsin hasret.
Kopardılar seni,
Aldılar, götürdüler oğul.

Ne lezzet kaldı
Ne ömrün manası,
Yıkılışım oğul
Yıkılışım uzaktan.

Her yanım sen,
Gözden olurum,
Gözümden eksilme oğul.

Yalana, ihanete kanma
Dolana, fitneye düşme
Güvenme kula,
Bana hatıra kalan, sana pay olmasın.

(Mayıs 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner



3.5.25

Akor

Yıkıldığı yerden onarılır insan
Biliyorum, düzeli verecek akordum
Yeniden çalacak güzel şarkılar.

(Mayıs 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner


17.4.25

İp Boyu

Kuş cıvıltısı,
Tomurcuklar,
Günün kendisi
Misket, deleme, sokaklar…
Hiç kimseden fazla, herkesten az bir nasip.

Kendine yük bilirmiş,
Kendine hayat vereni.
İyi çocuktu tanıdığım kadarıyla,
Kendince bir durum güncesi bıraktı geride,
Annesine gidiyormuş, vedaymış sevenlerine
Gitti bir ip boyu ilmik ilmik…

Yetiştiler,
Can veren, almakta emaneti
Hoşnutsuzluk…
Vakitsiz bir tükeniş,
Dört yan veryansın.

İnsan yük, insan yüklenen.
İnsandı katlandı, diklendi; insandı yüklendi.

O ağacı vurdular,
Kırılmadığı için ta orta yerinden
Dövdüler, biçtiler
Öfkeye kurban…

İncinir mi düşen yapraktan ağaç?
Hayır dercesine…
Ya ilk tomurcuğuysa
Ve bir fidansa.

Kabahati neydi ki ağacın?
İpçiyi, dipçiyi, öteyi beriyi vursalardı ya!

O gitti, ağaç da.
Kelime bildi, kalem tutuştu
Yürek yandı, ben düştüm.

(Nisan 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner



4.3.25

Leyla


Leyla ışıltılı,

Hava keskin,

Soluk tıkanır gün yorgun, yokuşlu…


Bana öyle bakma,

Uzatma kollarını boynuma,

Gücüm yok, sana yetişemiyorum Leyla!

Sal beni yoluma gideyim.


(Mart 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner



7.2.25

Baran

El açıp bekler
Rabbin merhametini
Yerden yükselir her zerre.

Suskun, kurak
Yangın var,
Ötesi kül.
Mecal yok,
Kıran düşmeden
Dökül yaşlarını bulut.

Filiz darda
Tomurcuk solmakta,
Gözüm yaşı kalmadı
Yet imdada bulut.

(Şubat 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner


30.1.25

Müsait


Fanusta bir çift göz,

Akan telaştan yürüyen ceplere,

Tüttürelen soluğa.


Bir lens sessizliğinde

İçindesin dışındaki dünyanın,

Dışındasın içindeki fırtınanın.


Yol boyu gürülder Dicle,

Ezana kalır gökyüzü,

Bir hastane koridoru kadar müsaitsin.

Nicesi geldi, nicesi gelecek

Bir hasta ranzası kadar yorgunsun,

Kimin kimsen hep bura…


Yaprak kopar daldan toprağa,

Dalgındır kırmızı pardösülü kadın,

Şadırvan su kaçırır,

Avlusu da hastane koridorundan.


Hayaller hayatlar denkleminde

Bu vakit insana bir ömür yetmez.


(Ocak 25 | Diyarbakır)

Ramazan Çetiner


22.1.25

Aynadaki Anka

Boşluğa,
Tükenişe,
Çaresizliğe.

Kan tutar çanak,
İki buğulu pencere
Kan kırmızı.
Düşer gözün yaşı
Hıçkırık deryasına.
Aynada gördüğün sen,
Aynada bir adam ağlar.

Yekten dağılır yuvan,
Kanadında yük
Tüylerinde yangın,
Be hey adam!
Anka mısın sen?

Hep yekten 
Sayıklama eksilmez uykularım,
Mektup yazılır geceden
Zor bela varılan sabaha,
Değişmez akıbet.
Bütün vakit bir kabus,
İyi ve güzel kayıptır bu silüette.

İlk adımların,
İlk kelimelerin,
Sarılışın Halil’im.
Güç ver Ya Rabbim,
Eksilmesin canımdan emanetin!

Kabiller sofrasıdır
Bu kıyametten nasibim.
Vebalim aşar boyumu
Çökerim en dibe,
Gün yüzü görmem.

Karanlık çare olmaz,
Ağlamak olmaz,
Yalnızlık da…
Hiçbir şey çare olmaz.

(Ocak 25 | Siverek)

Ramazan Çetiner



13.1.25

Yâr Yardır

Balçık kaldı
Vücut bulmadı
Ruhları cansız,
Budala düşmüş
Temsili vaziyette
El, yaman çıkmış.

Körük soğuktan
El, aman vermemiş
Sönmüş yürek,
Ocaklar viran kalmış.

Duman altı aydınlık
Yarım yama badanalı
Korna sesine karışan boğuk
Hayaller, suratlar, telaşlar…
Solmuş bu şehrin duvarlarına.

Soluk soluğa vardığın
Serabına düştüğün
O yâr, yar olmuş.

(Ocak 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner


3.1.25

Fa

***

Herhangi biri, dedim

Hayatında diye en yakın mıdır?


En yakın, dedi

Sen olandır uzak da olsa. 


Sahip olamazsın, dedim

Ait olmadığın yere.


***


İçimi ısıtıyorsun, dedi.

İçinden biriyim, dedim.


Sonsuzlukta, dedi

Neler olurdu?

Neler vermezdim ki, dedim.


Senden, dedi.

Verebileceğin her şeyi alırdın, dedim.


Dışarı, dedi

İçi boşlarla dolu.


(Ocak 25 | Siverek)

Ramazan Çetiner



Ferze

Ferze
Siverekli Şair ve Öğretmen Ramazan Çetiner, 2020'de İkinci Şiir Kitabını Yayınladı.

Şaire Yorumlar

Berivan: Yalnız adam, yüreğine sağlık. Ortaya şiir çıkacaksa hep yalnız kal. /// Antakya’dan: “Merhaba” herkesin hayatının belli dönemlerinde yakından tanıdığı bir konu yani aşk üzerine yazılmış. (...) şiirleri okurken o duyguları ben de yaşadım. /// Şair Sevgi: Ö. Asaf, Cemal Süreya, Asaf Halet ve Ahmet Telli’nin şiirsel ruhunun yanı sıra A. Karakoç’un toplum yanlısı edasıyla siyasi, ironik ve sivri zekasını hatırlatan önemli bir kalem. /// N.E: Şiir yazabilmek için aşkı hep dinç tutmak lazım. Hissetmese bile, hissediyor gibi yapmak... İşte “Merhaba” budur.