…
Geçeyim, dedim.
Ardımda kalsın önümdekiler.
Yüküm ağır, dedim; onlara kalsın.
Kış değildi mevsim,
Yaprak döküyordum.
Yaz değildi, ter birikiyordum.
Bir şeyler yanıyordu uzaktan,
Yüreğim tutuşmuş, mesele içerimdi.
Hasret harfleri taşmış,
Yarınlara koşsam belki…
Ya da bir çukur mukur kazsalar
İtmeyin, düşerim ben.
Bu kelimeler ağır geliyor artık,
Susuyorum, kaçıyorum, çirkefleşiyorum…
Kâr etmiyor her hâlim.
Zeytin dalı kırılgan,
İncirin ağır, dutun sıcak…
Kuşlar üşüşür ruhuma.
Sığınsam bir kaya gölgesine,
Devrilecek üzerime.
Merhaba desem bakkala
Veresiye sanacak gerisini.
Kasap manalı, hüküm ehli iştahlı
Bu ne menemdir!
Gelin toplayın artıklarımı,
Eksildiklerimi sökün bedenimden.
Beni yanına verin bir abdalın,
Ben vazgeçtim, siz de vazgeçin.
Terki mekan bir cümleyim.
Terki diyarım da.
Şiirleri, şarkıları susturun.
Resimleri atın cüzdanlardan,
Ekranlara paylaşmayın.
Yakın hatta sizde kalan imzalarımı.
Baş kalmadı bedende,
Biçare, deyin.
Kapatın konuyu.
Merhametle bakmayın,
Bugüne kadar istemedim.
Bugünden sonra da istemiyorum.
Size kalsın merhametiniz.
Size de gerek olur.
Bu ateş bir bir alacak,
Kendinize dökersiniz,
Kendinize ağlarsınız…
Vedalık bir kelimem yok.
Hoşça kalın.
(Ekim 25 | Siverek)
Ramazan Çetiner
